KAYSERI (2010 FIBA World Championship) – Arjantin Milli Takımı’nın Kaptanı Luis Scola Sırbistan karşısında ilk yarıda attığı sayılarla kendi ülkesinin Dünya Basketbol Şampiyonası tarihinin en skorer oyuncusu oldu.
Scola, attığı 331 sayıyla daha önce 325 sayı ile Ernesto Gehrmann’da olan rekoru ele geçirdi.
Arjantinli oyuncu 2002, 2006 ve 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası’nda oynadı. Maç başına sayı ortalaması Scola’nın 28.2 iken buna karşılık Gehrmann Porto Riko’da oynanan 1972 yılı Dünya Şampiyonası’nda ki sayı ortalaması ise 23.4 oldu.
Scola’nın bu skorer oyunu Arjantin’in ilk dört maçı kazanmasına oldukça yardımcı oldu.
FIBA2010 FIBA Dünya Şampiyonası’nda grup mücadeleleri geride kalırken ABD, Türkiye ve Litvanya gruplarını yenilgisiz tamamlamayı başardı ve ikinci tura kaldı. Sırbistan da son karşılaşmada Arjantin’i mağlup ederek A Grubu’nu ilk sırada tamamlamayı başardı.
Dramatik biçimde sonlanan dün geceki karşılaşmaların sonunda Sırbistan Arjantin’i 84-82 mağlup ederken, Hırvatistan da B Grubu’nun son karşılaşmasında Brezilya’ya mağlup olarak ikinci turda Sırbistan’ın rakibi oldu.
Şampiyona boyunca takımı adına en fazla skor üreten oyuncu olan Luis Scola’nın 32 sayı kaydettiği maçın ardından Sırbistan’da maçın kahramanı olan Dusko Savanovic karşılaşmanın ardından FIBATV.com’u ziyaret etti.
Cajasol Sevilla’nın yıldız oyuncusu karşılaşmayı 19 sayı ile tamamlarken bitime 18 saniye kala attığı kritik üçlükle oyunu 77-77’ye getirmişti.
Sırbistan antrenörü Dusko Ivkovic karşılaşma sonunda yaptığı açıklamada “ Arjantin’i çözmek için 10 yıldır izliyorduk. Sanıyorum bugün çözdüğümüzü gösterdik” ifadelerini kullanırken Arjantin antrenörü Sergio Hernandez de “ Bir çok insan maç öncesinde İstanbul’da bir gün daha dinlenmek için bu maçı kaybedeceğimizi düşünüyordu ancak onların ne düşündüğü beni ilgilendirmiyor” diye konuştu.
A Grubu’nun diğer karşılaşmasında Avustralya Angola’yı 76-55 mağlup ederek grupta üçüncü sırayı aldı ve ikinci turda Slovenya’nın rakibi oldu. Karşılaşmada Avustralya adına çift hanelere ulaşan tek oyuncu Pat Mills olurken takımı adına 11 sayı kaydetti. Angola bu mağlubiyetin ardından ikinci turda ABD ile eşleşti.
ABD ise grubun son karşılaşmasında Tunus önünde ilk yarısını 39-33 önde tamamladığı karşılaşmanın ikinci yarısında daha etkili bir oyun oynarken karşılaşmadan da 92-57 galip ayrılmayı başardı. Afrika temsilcisi ise şampiyonayı galibiyet alamadan tamamladı.
ABD antrenörü Mike Krzyzewski maç sonunda yaptığı açıklamada “ İkinci turda Angola ile oynayacağımız maça hazırlanmamız gerekiyor. Çünkü bu turlarda ilerleyebilmek için oynayacağımız tüm maçları kazanmanız gerekiyor” diye konuştu.
Iran karşısında aldığı 65-60’lık galibiyetle Brezilya’nın önünde grubu ikinci sırada tamamlayarak Avustralya’nın rakibi olan Slovenya’da kaptan Jaka Lakovic ise “ Avustralya iziksel olarak iyi bir takım ve harika oyuncuları var. Bizim için zor bir sınav olacak” şeklinde konuştu.
Hırvatistan karşısında üçüncü çeyrekte farkı 25 sayıya kadar çıkaran Brezilya ise son çeyrekte etkili oyununu sürdürerek karşılaşmadan 92-74 galip ayrıldı ve B Grubu’nu üçüncü sırada tamamladı.
Brezilya’nın üç çeyrek sonunda bulduğu 72 sayının 32’sine imza atan Leandro Barbosa ve Alex Garcia takımı sırtlayan isimler olurken, sakatlığının ardından yeniden sahalara dönen Anderson Varejao ise 2 sayı 12 ribauntluk bir performans ortaya koydu.
C Grubu’nda Fildişi Sahili sıralamayı belirlerken Porto Riko karşısında aldığı galibiyetle Güney Amerika temsilcisini şampiyonanın dışında bıraktı. Porto Riko’da David Huertas da takımının Afrika temsilcisi karşısında 88-79 kaybettiği maçta takımını kurtaramadı.
Fildişi Sahili, Porto Riko ve Çin’in birer galibiyetle tamamladıkları grupta üçlü averajın belirlediği sıralama sonunda Çin dördüncü sırayı alarak ikinci tura yükselen takım oldu.
Fildişi Sahili antrenörü Randoadl Dessarzin karşılaşma sonunda “ Zor bir durum ama bu basketbol. Dünyanın en iyi işi. Karşılaşmanın son saniyelerini hayatımın sonuna kadar unutmayacağım. Tecrübe kazanmak zorundaydık. Ciddi yeteneklere sahip dünyanın en iyi takımlarından birini mağlup ettik. Önümüzdeki yıl oynanacak Afrika Şampiyonası Fildişi Sahili için yeni bir başlangıç olacak” şeklinde konuştu.
Yunanistan, 73-69’luk skorla Rusya’ya yenilerek turnuvanın kendileri adına en kötü oyununu ortaya koymuş olabilir ancak bu sonuç onları grupta üçüncülüğe Rusya’yı da ikinciliğe yerleştirdi.
Çin gruptan çıkmayı önceden garantiledği maçta ev sahibi Türkiye’ye 87-40 yenildi ancak bu maçta Yi Jianlian dinlendirildi.
Oynanan en dikkat çekici maçlardan biri Fransa ve Yeni Zelanda arasındaki D Grubu maçında oynandı.
Fransa turnuvadaki ilk iki maçını kazandıktan sonra önce Litvanya’ya daha sonra da 82-70’lik skorla Yeni Zelanda’ya yenilerek grupta ilk iki şansını kaybetti.
İspanya, Yeni Zelanda ve Fransa 3-2’lik sonuçlarla grubu bitirmelerine rağmen en kötü averaja sahip olan Fransa grubu dördüncü,Yeni Zelanda üçüncü İspanya ise ikinci bitirdi.
Bu sonuçlarla beraber son sekiz maçlarında Fransa Türkiye’nin rakibi olurken İspanya Yunanistan’la karşılaşacak. Yeni Zelanda ise Rusya’ya karşı mücadele edecek.
Yeni Zelanda’nın son maçta sadece kazanması değil aynı zamanda 12 sayılıkta bir fark açması gerekiyordu.
Fransa maçın bitmesine 20 saniye kala Nicolas Batum’un turnuvanın sayı kralı Kirk Penney’e üçlük atarken yaptığı faul ve beraberinde gelen Penney’nin 4 sayılık hücumuna kadar gruptaki yerini koruyordu.
Yannick Bokolo’nun iki serbest atış isabetiyle rehavete kapılan Fransa, Thomas Abercrombie’nin üçlüğüyle 12 sayı geri düştü.Batum’un cevap verme çabasıyla yolladığı üç sayılık atış ise çemberin içinden çıktı.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Collet, “En başından beri çok kötü oynadık.İlk çeyrekte geri geldik ancak en kötüsü ikinci çeyrekti.İlk dört maçta gösterdiğimiz tutumu ikinci çeyrekte gösteremedik.Geri gelmemize rağmen bütün maç onların gerisindeydik.En zor şeyi en sona bıraktık.11 sayı veya daha az farkla yenilip Türkiye’den kaçmak istiyorduk ancak son pozisyonda faul yapamayarak hak ettiğimiz yere yerleştik”
İspanyol oyun kurucu Juan Carlos Navarro Kanada’ya karşı sakatlığı nedeniyle forma giyememiş olsa da takımı 89-67 kazandı
Litvanya’da Lübnan’ı 84-66 yenerek ikinci turda Çin’le karşılaşmaya hak kazandı.
2010 DIBA Dünya Şampiyonası C Grubu'nun son mücadelesinde A Milli Takımımız ile Çin arasında oynanan karşılaşmanın ardndan iki takım antrenörleri ve oyuncular basın toplantısına katıldı.
A Milli Takım Baş Antrenörü Bogdan Tanjevic, Ankara'daki seyircinin inanılmaz olduğunu belirterek, "Ankara'ya teşekkür ederek başlamak istiyorum. Sahadaki 6. oyuncumuz oldular ve özellikle savunmada bize enerji verdiler. Gruptan lider olarak çıktığımız için mutluyum. Bugünkü rakibimiz sahaya ne kadar genç oyuncularıyla da çıksa genel olarak iyi bir takım. Bu maçta da iyi iş çıkardığımıza inanıyorum. Takım olarak belli bir standart yakaldık ve biz de Çin karşılaşmasında gençlere yer verdik. İleride bu oyuncuları Türk Milli Takımı'nda sık sık göreceksiniz. Bugünkü maçın en iyi tarafı rakibimize saygı duyduk ve asla ciddiyetimizi yitirmedik" dedi.
Karşılaşmada Türkiye adına etkili bir performans sergileyen Oğuz Savaş ise, şunları söyledi:
"Maç bizim için genelde rahat geçti. Biz de lider olarak gruptan çıkmış olduk. Bu maçta iyi mücadele ettik ve ilk 4 maçtaki tempomuzu yakalamasını bildik. Umarım aynı oyunumuzu önümüzdeki maçlarda da sürdürerek başarılı olmaya devam ederiz."
Çin'in Baş Antrenörü Bod Donewald ise karşılaşmayla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Türkiye gerçekten çok iyi bir takım. Bugün bunu sahada gösterdiler. Ben Ankara'ya ve burada çalışanlara teşekkür etmek istiyorum. Burada çok iyi ağırlandık. Bu maçta sahaya gençlerle çıktık. Tüm genç oyuncularımız için iyi bir deneyim oldu. Çok top kaybı ve hata yaptılar ama gerçekten önemli bir tecrübe edindiler. Bu karşılaşma onlara fazlasıyla bir şeyler öğretmiştir" dedi.
Çinli oyuncu Sun Yue, takım olarak sahaya genç bir kadroyla çıktıklarını kaydederek, "Sahadaki en yaşlı oyuncu bendim. Elimizden geleni yaptık. Bu karşılaşma Ankara'daki son maçımızdı. Böylece grup maçlarını bitirdik. Şu an için bir sonraki turda rakibizimizin kim olduğunu öğrenmek için bekliyoruz" diye konuştu.
İSTANBUL (2010 FIBA Dünya Şampiyonası) - C Grubu'nu namağlup lider olarak tamamlayan Türkiye, Eleme Turu'nda D Grubu dördüncüsü Fransa ile eşleşti. Türkiye-Fransa maçı 5 Eylül Pazar günü saat 21:00'da İstanbul'daki Sinan Erdem Spor Salonu'nda oynanacak.
Türkiye, şampiyonanın ilk turunda C Grubu’nda yer almış ve Ankara Spor Salonu’nda oynadığı Fildişi Sahili, Rusya, Yunanistan, Porto Riko ve Çin karşılaşmalarının hepsini kazanmıştı. 5 maçından da galibiyetle ayrılan ve C Grubu’nu yenilgisiz lider olarak tamamlayan 12 Dev Adam, D Grubu’nun dördüncüsü Fransa ile eşleşti.
D Grubu’nda İspanya, Lübnan ve Kanada'yı mağlup eden; Litvanya ve Yeni Zelanda'ya ise yenilen Fransa, üç galibiyet ve iki mağlubiyetle dördüncü oldu. Üçüncü olmak için grubun son maçında Fransa'yı 12 sayı farkla yenmesi gereken Yeni Zelanda bitime 6 saniye kala bulduğu üçlük isabetiyle bunu başarınca Fransa, Türkiye ile, Yeni Zelanda ise Rusya ile eşleşti.
2010 FIBA Dünya Şampiyonası Eleme Turu'nun eşleşmeleri ve maç programı şöyle:
Sinan Erdem Spor Salonu
4 Eylül Cumartesi
18:00 Sırbistan (A1) - Hırvatistan (B4)
21:00 İspanya (D2) - Yunanistan (C3)
5 Eylül Pazar
18:00 Slovenya (B2) - Avustralya (A3)
21:00 TÜRKİYE (C1) - Fransa (D4)
6 Eylül Pazartesi
18:00 ABD (B1) - Angola (A4)
21:00 Rusya (C2) - Yeni Zelanda (D3)
7 Eylül Salı
18:00 Litvanya (D1) - Çin (C4)
21:00 Arjantin (A2) - Brezilya (B3)
İSTANBUL (2010 FIBA Dünya Şampiyonası) - Slovenya basketbolunda Lorbek kardeşler, Dragic kardeşler ve Udrih kardeşler var.
Son yıllarda, kardeş oyuncuların Slovenya formasını beraber giydiklerine sık sık şahit olduk.
Bu senenin kadrosunda abi-kardeş ikilileri olmasa da 2010 FIBA Dünya Şampiyonası Türkiye’de bir baba-oğul kombinasyonu var.
Geçtiğimiz sezon sonunda Jure Zdovc’tan boşalan yere veteran koç Memi Becirovic gelmişti.
Kendisi uzun zamandır Slovenya Milli Takımı oyun kurucusu olan Sani Becirovic’in babası.
29 Yaşındaki Sani diz sakatlığı yüzünden geçtiğimiz sezon Milli Takım’dan uzak kalmıştı ancak babasından gelen çağrı üzerine tekrar Milli Takım formasına kavuştu.
Bu konuda da açıklamalarda bulunan Sani Becirovic, “Başta rahatsız ediciydi.Birkaç gün çok gergindim ve iyi oynayamadım. Ancak diğer oyuncular bizi koç ve oyuncu olarak kabul ettiklerinde her şey kolaylaştı. Diğer oyuncularla aynı şekilde değerlendiriliyorum. Onunla daha önce de aynı takımlarda oldum ve artık özel hayatımızla profesyonel hayatımızı nasıl ayırmamız gerektiğini biliyorum.”
Babası da kesinlikle takım içerisindeki profesyonelliğe odaklanıyor.
“Antremanlarda ve sahada onu normal bir oyuncu gibi görüyorum. Gerek duyduğumda onu oyuna alıyorum. Kötü oynarsa onu kenara alıyorum. Bu anlamda duygulara yer yok. İkimiz de profesyoneliz.”
Sani, Denver Nuggets tarafından seçilmiş ve kariyerinde yüksek seviyelere ulaşmış bir isim olsa da babası daha farklıydı.
Memi aynı pozisyonda oynamasına rağmen asla büyük takımlarda oynamadı.
Bu konuda da açıklamalarda bulunan Memi, “İki oyun kurucu pozisyonunda da oynadım ama hiç yüksek seviye oyuncusu olmadım. 21 yaşında kalçamdan yaşadığım sakatlıktan dolayı kariyerimi bitirdim ve koçluğa başladım."
Bu yaz dönemi Memi’nin oğluna koçluk yaptığı en yüksek seviye.
"12 senedir ona koçluk yapmamıştım. Onun sadece babasıydım. Şimdi ise milli takımda beraber olmamız söz konusu. 12 senedir beraber değildik. Bu durum şuan bizim için oldukça enteresan.”
Sani her ne kadar babasıyla oynamaktan mutluluk duysa da onun için en önemlisi milli formayı giymek.
“Sahaya girip ülkenizi temsil etmek gibisi yok. Özellikle en çok desteklenen takımlardan birinde oynuyorsanız. Geri dönmek güzel. Güçlü bir takımımız var. Oyuncularımız, geçen EuroBasket’te iyi bir performans gösterdi. Onlarla çok gurur duydum. Ben dizimden dolayı oynayamadım ama oynayabilenler, takımı dördüncü yaparak yeni bir seviyeye çıktılar.”
FIBAİSTANBUL (2010 FIBA Dünya Şampiyonası) - ABD ile 2010 FIBA Dünya Şampiyonası’nda mücadele eden oyunculardan Stephen Curry milli formayı ilk kez giymiyor. Curry 2007 yılında Sırbistan’da düzenlenen 19 Yaş Altı Dünya Şampiyonası’nda da takımda yer alan oyunculardan biriydi.
Mike Krzyzewski yönetiminde Türkiye’deki şampiyonada forma giyen 22 yaşındaki oyun kurucu ilk defa bu kadar büyük bir şampiyonada oynamasına rağmen önemli dakikalar alabiliyor.
FIBA.com’ a konuşan Curry “ Kadroya çağırıldığımda takımın bir parçası olacağım ve ülkemi en üst seviyede temsil edeceğim için onur duydum. 1994’ten beri dünya şampiyonasını kazanamıyoruz. Benim ve takım arkadaşlarımın en büyük hedefi bu şampiyonada altın madalyayı yeniden ülkemize götürebilmek” diye konuştu.
Kevin Durant, Derrick Rose,Lamar Odom ve Kevin Love ile birlikte oynamanın harika bir duygu olduğunu söyleyen Curry “ Takım olarak daha önce hiç birlikte oynamamıştık. İlk defa birlikte oynuyoruz ve bu bizim için iyi bir tecrübe. Birlikte nasıl oynadığımızı görüyoruz ve birlikte oynamaktan keyif alıyoruz. Birlikte bir şeyler üretmek için kısa bir zamanımız var” şeklinde konuştu.
Şampiyonaya Hırvatistan ve Slovenya galibiyetleriyle başlayan ABD, daha sonraki maçta Brezilya ile karşılaşırken Leandro Barbosa’nın son saniyede bulduğu sayı şansını değerlendirememesiyle karşılaşmadan 80-78 galip ayrılmıştı.
Brezilya karşılaşmasını ve ABD’nin dünya şampiyonasının favorilerinden biri konumunda olmasını da değerlendiren Curry “ Brezilya’ya karşı zor bir galibiyet aldık ancak daha iyi olmamız için iyi bir tecrübeydi. İleriki turlarda skorların daha yakın olduğu maçlar oynayacağız. Amacımız yeterince iyi oynayıp tüm maçları kazanmak. Hangi noktada olduğumuzu biliyorum. Umarım oyunumuzu bozmadan devam ettireceğiz” dedi
ABD Basketbol Başkanı Jerry Colangelo Pekin’de altın madalya kazanan kadronun ile Türkiye’de mücadele eden kadronun Londra’daki 2012 Olimpiyatları’nda bir karma olarak mücadele etmesini isterken Curry de bu kadroda olabilecek oyuncular arasında yer alıyor.
ABD’de 2008 Olimpiyatları’nda forma giyen kadrodan hiçbir oyuncu Türkiye’de yer almazken, kadroda yeni oyuncular mücadele ediyor.
Bu konuyla ilgili olarak Curry “ Genç oyunculardan oluşan bir takımız. Bize yıldız oyuncuların da eklenmesiyle Olimpiyat Oyunları’nı kazanabiliriz. Umarım bunun bir parçası olabilirim. Burada elde ettiğim tecrübeyi daha iyi olabilmek için kullanacağım. Önümüzdeki dünya şampiyonalarında ve olimpiyatlarda forma giymeyi umuyorum” ifadelerini kullandı.
ABD pazartesi günü ikinci tur maçında Angola ile karşılaşırken, ikinci tur maçlarının ne kadar zor olacağının farkında olan Curry “Bir maç kaybettiğiniz zaman eleniyorsunuz. Her maçı ciddiye almak zorundasınız. Şampiyonadan önce İspanya, Yunanistan, Litvanya ve Fransa gibi zor takımlarla oynadık. Karşımıza çıkan her takıma karşı işimizi yapmalı ve altın madalyayı yeniden ABD’ye götürmeliyiz” şeklinde konuştu.
Curry bu sıralar şampiyona dışında farklı uğraşlar da veriyor. Ailesinin önümüzdeki hafta buraya geleceğini söyleyen genç oyuncu “ Daha önce hiç gitmediğim yerlere gitme imkanı buldum. Bir çok insanla tanıştım. Önümüzdeki hafta ailem de buraya geliyor. Onlara etrafı gezdireceğim. Burada ilk kez bulunuyorum. Üniversitedeki takım arkadaşım Can Civi daha önce burada bulunmuş ve bana burası hakkında her şeyi anlatmıştı. Şimdi kendim buradayım ve çok heyecanlıyım” diyerek sözlerini tamamladı.
FIBAİZMİR-(2010 FIBA Dünya Şampiyonası) Litvanya’nın dün akşam aldığı galibiyetle grupta ilk sırayı almayı garantilemesinin ardından İspanya, Fransa ve Yeni Zelanda’yı gruptaki sıralama açısından kritik bir gün bekliyor.
Günün açılış karşılaşmasında son şampiyon İspanya, Kanada önünde galip gelerek grubu üçüncü bitirmek ve ikinci turda ev sahibi Türkiye’nin rakibi olmamak için mücadele edecek.
Grupta oynadığı tüm maçlarda kazanma şansını elde eden ancak galibiyet alamayarak son sırada yer alan Kanada ise son şampiyon karşısında iyi savunma ile galip gelmek istiyor.
İspanyol hücum oyuncusu Jorge Garbajosa zafere ulaşmak için geliştirmeleri gereken yönleri olduğunu belirterek “ Daha sert bir savunmayla, daha fazla koşarak kendi basketbolumuzu oynamamız gerekiyor. Bunları yapmadığımız zaman sıradan bir takım oluyoruz. Bu şekilde geçtiğimiz şampiyonalarda elde ettiğimiz başarıları yakalayamayız. Kanada’nın ikili oyunlarını engellemeli ve şut yüzdesine karşı dikkat etmemiz gerekiyor. Savunmada güçlü olursak hücumda da güçlü oluruz” diye konuştu.
Kanadalı pivot Joel Anthony de bu mücadelede onurları için oynamaları gerektiğini söyleyerek “ Klasik oyunumuzdan biraz daha farklı bir oyun oynamalıyız. Şampiyonada beklediğimizden daha kötü bir durumdayız. Takım arkadaşlarım moral olarak kötü durumdalar ancak şampiyonayı tamamlamak zorunda olduğumuzu bilmeliyiz. İspanya’nın hücumda birçok silahı var. Topa sahip olup sayı kaydetmek konusunda gerçekten çok iyiler. Her an tetikte olmalıyız” diye konuştu.
Günün ikinci maçı olan Litvanya-Lübnan karşılaşması ise onur mücadelesinden daha fazla bir anlam taşıyor.
Grubu beşinci sırada tamamlamayı garantileyen, İspanya’ya karşı müthiş oynayan Jackson Vroman’lı Lübnan’da ise Koç Baldwin takımını son kez büyük bir mücadele için motive etmek zorunda.
Litvanya ise grup maçlarında harika bir basketbol ortaya koyarak Kanada, İspanya ve Fransa’yı mağlup etmeyi başarmıştı.
Litvanya’nın gelişmekte olan oyun kurucusu Mantas Kalnietis şampiyonanın henüz başında olduklarını ve her maçın önemli olduğunu savunarak “ Grubu ilk sırada bitirmeyi garantiledik ama henüz bir şey kazanmadık. Son maçımızı oynayıp ikinci tur maçlarına hazırlanacağız” şeklinde konuştu.
Grupta günün son maçında ise Yeni Zelanda ve Fransa karşı karşıya gelecek. Kanada’nın İspanya’yı mağlup etmesi durumunda önemli bir maç haline gelecek olan bu karşılaşma ikinci sırayı almak ve ikinci turda Rusya ile karşılaşmak adında önem taşıyor. Bu maç aynı zamanda şampiyonanın 85.5 sayı ortalamasıyla en skorer takımı olan Yeni Zelanda ile 64 sayı ortalamasıyla en zor savunmalardan birine sahip olan Fransa’yı karşı karşıya getirmiş olacak.
Yeni Zelanda’da Kirk Penney oyunuyla ve şut yüzdesiyle Fransa’nın dikkat etmesi gereken en önemli oyuncu konumunda bulunuyor. Fransa ise fizik üstünlüğüyle pota altında ve ribauntlarda etkili olabilir.
Yeni Zelandalı oyuncu Phill Jones ise maçla ilgili olarak “ Ribauntlar maçın kilit noktası olacaktır. Çok atletik bir rakibe karşı oynayacağız. Ribauntlara dikkat etmemiz gerekiyor. Şampiyonada iyi işler yapıyoruz. Bunu devam ettirmek istiyorsak bu maçı kazanmak için her şeyimizi ortaya koymalıyız” şeklinde konuştu.
FIBAİSTANBUL (2010 FIBA Dünya Şampiyonası) - ABD'nin ilk sırayı garantilediği 2010 FIBA Dünya Şampiyonası B Grubu'nda Slovenya'nın da ikinci sırayı alması kesinleşmiş durumda.
Hırvatistan ve Brezilya’dan hangisinin grubu üçüncü sırada bitireceği sorusu ise bugün oynanacak son maçlarla yanıt bulacak. ABD ve Slovenya maçlarını kazanmanın eşiğinden dönen Brezilya şimdi ise grubu dördüncü sırada tamamlama riskiyle karşı karşıya. Bu da Abdi İpekçi Spor Salonu'nda oynanan B Grubu'nun kalitesinin bir göstergesi.
Çarşamba gecesi yapılan maçta, ABD karşılaşmasının aksine maçın büyük bölümünü geride sürdüren Brezilya, Leandro Barbosa'nın devre dışı kalmasının ardından Slovenya'ya 80-77 kaybetti. İkinci çeyrekte oldukça geriye düşmesine karşın Brezilya son çeyrekteki geri dönüşüyle farkı kapatmış fakat maçı kazanmayı başaramamıştı.
Maçın Brezilya açısından en iyi yanı ise asla pes etmemiş olmalarıydı. Avrupa temsilcisinin son periyodun başında 17 sayı öne geçmesinden sonra Marcelo Machado ile geri dönen Brezilya bitime 4 dakika 20 saniye kala farkı kapatarak skoru 70-68 kadar getirdi. Fakat Tiago Splitter ile maçı çevirme şansı bulan Brezilya bu fırsatı iyi değerlendiremedi. Böylece Slovenler, Jaka Lakovic'in bulduğu iki üçlük sayesinde zor da olsa galibiyete tutunmayı başardı.
Hırvatistan maçının zor olacağını ancak kesinlikle kazanmaları gerektiğini ifade eden Machado, “Galibiyete odaklanmış haldeyiz. Bu tarz turnuvalarda yenilgileri bir an önce unutmanız gerekiyor” açıklamasında bulundu.
Hırvatistan, 2010 FIBA Dünya Şampiyonası'na yeni bir antrenör ve yeni oyuncularla birlikte gelmişti. Jasmin Repesa'nın yerine getirilen takımın antrenörü Josip Vrankovic takımı ateşleyecek genç ve tehlikeli oyunculara sahip.
ABD maçında son çeyreğe kadar dayanabilen Vrankovic'in takımı Pazartesi günü oynadığı Slovenya karşılaşmasının çoğunda başarılı bir performans göstermişti.
Hedeflerinin gruplardan sonra iki maç daha oynamak olduğunu söyleyen Vrankovic, Brezilya maçının gruptaki sıralamayı belirleyeceğinin altını çizdi. Hırvatistan antrenörü, Slovenya maçında dizinden ve ayağından sakatlanan takımın genç pivotu Luka Zoric'i bugünkü maçta da dinlendirebilir.
ABD ise Hırvatistan ve Slovenya galibiyetleriyle 2010 FIBA Dünya Şampiyonası'na hızlı başladı. Brezilya, ABD'yi mağlup edemese de yüreklerini ağzına getirmeyi başarmıştı. Çarşamba günkü İran maçında da Veselin Matic'in takımı, tamamı NBA oyuncularından oluşan ABD karşısında elinden geleni yaptı.
Amerikalılar aldıkları dört galibiyetle hâlâ şampiyonanın favorilerinden olsa da Brezilyalılara karşı itibar kaybetti. Mike Krzyzewski'nin takımının ihtiyaç duyduğu bir şey varsa o da dinlenmek. Çünkü oyuncular ve teknik ekip Brezilya maçından bu yana oldukça yorgun görünüyorlar.
Dört maçını da kaybeden Tunus'a ABD karşısında kimse şans tanımasa da Afrika temsilcisinin antrenörü Adel Tlatli, takımdaki genç oyuncuların turnuvadaki performansından memnun olduğunu açıkladı.
Grupta ikinciliği garantileyen Slovenya, grup maçlarının son gününde Abdi İpekçi Spor Salonu'nda karşılaşacağı İran'ı mağlup ederek kendilerini desteklemek için İstanbul'a gelen 3 bin taraftarının yüzünü güldürmek istiyor.
Bu sürede, İranlılar uluslararası karşılaşmalarda belli bir aşama kaydetmiş oldu. Çarşamba günü kaybetmesine rağmen İran, şampiyonanın favorilerinden ABD ile aynı sahada yer aldı. ABD'ye karşı dönen toplar ve ribauntlarda büyük başarı gösteren İran gelecek için iyi sinyaller verdi.
Tunus’u yenmeyi başaran İranlı oyuncular, 2010 FIBA Dünya Şampiyonası'ndan elenmelerine karşın ellerinden geleni yapmaya devam ediyorlar.
FIBAANKARA (2010 FIBA Dünya Şampiyonası)- Zorlu Porto Riko maçının ardından Türk Milli Takımı oyuncuları maç ile ilgili görüşlerini belirtti.
Galibiyetten duyduğu mutluluğu dile getiren Oğuz Savaş, “ Bir maçı daha iyi sonuçla tamamladık. Gruptaki avantajımızı koruyup, yarınki maçı da kazanarak gruptan birinci çıkmak istiyoruz” dedi.
Yunanistan maçının yıldız oyuncusu Ersan İlyasova, “ Maça kötü başladık. Kötü şut attık ve alan savunmasına hücum etmekte zorlandık. Tabiki dün maçtan dolayı yorgunduk biraz, bazı arkadaşlarım 30 dakikadan fazla süre aldı. Bizim için yarın ki maç da önemli. Gruptan namağlup çıkarak çapraz gruptan avantajlı bir eşleşme elde etmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Bu maçtaki zorlanmanın sebebini dün oynananYunanistan maçına bağlayan Kerem Tunçeri, “ Bugün iyi savunma yapamadık, Porto Riko normalde bize 77 sayı atamaz. Fakat maçın sonunda iyi mücadele edip, maçı kazanmayı bildik” diyerek görüşlerini ifade etti.
Porto Riko’nunda da en az Türk Milli Takımı kadar iyi bir takım olduğuna dikkat çeken Ender Arslan, “ Bugün iyi oynayamamamızın sebebi dünün yorgunluğu. Porto Riko takımı sert ve tehlikeli bir takım. Fizik olarak yorgunduk ama ikinci devre seyirci bizi ateşledi. Açıkçası bugün basketboldan çok mücadele ederek kazandık. Hedefimiz bu maçları kazanarak gruptan birinci çıkmak, bundan sonra daha iyi oynayacağız” sözlerini kullandı.
Maçın kaderinin oyunun son dakikalarında çözüldüğünü ifade eden Kerem Gönlüm, “ Bu maç bizim için gerçekten çok anlamlıydı. Dünkü zafer gecesinden sonra bugün deyim yerindeyse biraz uyuyarak başladık maça ama seyircimizin etkisiyle yeniden ayağa kalktık. Porto Riko çok iyi bir takım, ilk iki maçını kaybetmeleri, insanlarda yanlış izlenim uyandırmamalı. Sadece son dakikalarda iyi oynayamıyorlardı. Oyunun sonunu çok akıllı oynadık ve galip geldik. Yarınki maçımızı da kazanıp rakibimizi bekleyeceğiz” diye belirtti.
Kaptan Hidayet Türkoğlu, “ Bu karşılaşma bizim için önemliydi. Çünkü bugünkü maçı kazanmasaydık, dünkü galibiyet bir anlam taşımayacaktı. Maç sonundaki akıllı oyunumuzla kazandık. Umarım bu maç bize ders olur ve bundan sonra maçları krize sokmadan kazanırız” dedi.
Bu maçtan ders çıkarmaları gerektiğini söyleyen Ömer Onan, “ Ben açıkçası zor bir maç olacağını bekliyordum, Porto Riko iyi bir ekip. Dünkü maçı kazanmak için herşeyimiz verdik sahada, tabiki bundan dolayı bugün yorgunluk vardı takımda. İkinci devre, Kerem Gönlümün oyuna girmesi ile herkes daha iyi oynamaya başladı. Topu iyi çevirmeye başladık ve farkı açtık. Maçın sonunda bazı hatalarımız oldu, bu hatalardan dolayı maçı kaybedebilirdik. Hatalarımızdan ders çıkarıp önümüzde maçlara bakacağız ” diyerek sözlerini tamamladı.
Bugün Türkiye adına iyi performans sergileyerek seyirciden alkış toplayan Semih Erden, “ Biraz kötü başladık maça fakat sonradan toparladık. Çünkü dünkü maçtan sonra ister istemez biraz yogunluk vardı takımda ama biz iyi mücadele ederek kazandığımız için mutluyuz” dedi.
Maçı Tekrar İzlemek İsteyenler:
http://www.fibatv.com/page/FullGames/0,,12805,00.htmlİSTANBUL (2010 FIBA Dünya Şampiyonası) Brezilya’nın Arjantinli Antrenörü Ruben Magnano takımın başına geçeli çok uzun bir süre olmadı ama Dünya Basketbol Şampiyonası’nda takımı ile beraber iyi işler yaptı.
Iran ve Tunus galibiyetleri ile şampiyonaya başlayan takım, domine ettiği A.B.D maçını 70-68 kaybetti. Üçüncü maçını kaybetmesine rağmen oynadığı oyun ile herkesin takdirini kazandı.
A.B.D maçıyla ilgili Magnano; “A.B.D’ye karşı oynadığımız oyun ile bu şampiyona da başarılı olabileceğimizi gördük. Bu takımın beraber iyi şeyler yapabileceğine inanmak lazım. Bu oyun takım oyunu ve oyuncularım da bunu biliyorlar. Buradaki maçlarımız Brezilya Basketbolu için çok önemli ” dedi.
Güney Amerika dört yıl önce Japonya’da oynanan Dünya Şampiyonası’ndan sonra güven kazanmaya başladı ve oyuncuları da oynadıkları takımlarda büyük gelişme gösterdiler.
Magnano oyuncuları Tiago ve Marcelinho’nun İspanya’da Caja Laboral Takımı’nda olmalarının kendisini sevindirdiğini ifade etti. Bu iki oyuncusunun kişiliklerinin yanı sıra oyunlarını da geliştirdiklerinin altını çizdi. Arjantinli antrenör; “İki oyuncumda oyunu çok iyi görüyor ve oyuna hakimler. Onların kendilerini geliştirmeleri takıma büyük katkı sağladı” dedi.
Brezilya, Magnano’dan önce Moncho Monsalve’in rehberliğinde kendisine yer edinmişti. Monsalve ile beraber Brezilya San Juan’da Porto Riko’yu yenerek Amerika Kıtası Şampiyonu olmuştu.
Ruben Magnano Moncho Monsalve’nin antrenörlüğünden hiçbir zaman şüphe duymadığını da belirterek; “ Brezilya’nın Porto Riko maçının tamamını izledim ve Brezilya’nın kazanmayı nasıl istediğini gördüm. Basketbolun iyi savunma ile kazanabileceğini düşünüyorum. Yolumuza devam ediyoruz umarım, heyecana daha da katkı yapabiliriz” dedi.
Brezilya Basketbol Federasyonu’nun yöneticilerinin Brezilya’yı ileri götürme konusunda inandırıcı olduğunun altını çizen Magnano Brezilya’nın daha iyi yerlere gelmesi için çalıştıklarını ifade etti. Magnano; “Onlar sadece Brezilya Milli Takımı için değil Brezilya Basketbolu için de çalışıyorlar ve ben gerçekten bu durumdan memnunum. Ben burada olduğum için çok gururluyum ve Brezilya’yı daha da ileriye taşıdığımı düşünüyorum” dedi.
Arjantinli antrenörün neden Brezilya’yı tercih ettiğini görmek hiç de zor değil. Magnano 2002 Dünya Şampiyonası’nda Arjantin ile beraber gümüş madalyayı kazanmıştı. Arjantin, finalde Yugoslavya’ya kaybetmişti. Magnano 2004 Olimpiyat Oyunları’nda ise Arjantin’in Şampiyon olmasını sağladı.
Magnano bu şampiyona da şimdiye kadar Arjantin’i izleme fırsatının olmadığını söyledi. İspanya’da ki şampiyona da Artantin ile oynadıklarını ve Arjantin’in günden güne gelişen bir takım olduğunu, şampiyonalara iyi başlamasa da sonlara doğru iyi olduğunun altını çizdi.
Brezilya’da Anderson Varejao ayak bileğindeki sakatlık nedeniyle ilk üç maçta oynayamadı. Brezilya’nın Antrenörü; “Takımda 15 gün önceki olumlu havanın daha da arttığını düşünüyorum. Oyuncuların oynadıkları pozisyonlarla ilgili hiçbir sorunları yok ve bu da bize avantaj sağlıyor” diye ifade etti.
Ruben Magnano ev sahibi Türkiye’nin ve bazı takımların oyunundan etkilendiğini de söylemeyi ihmal etmedi. Türkiye-Yunanistan maçınız izlediğini belirten Magnano, Türkiye’nin Yunanistan karşısında çok iyi bir oyun oynadığını ve durdurulamayacak bir takım gibi göründüğünü de belirtti.
Brezilya’nın antrenörü A.B.D ile oynadıkları maçın sürpriz bir sonuçla bittiğini ama her şeyin değişebileceğini söyleyerek A.B.D’nin final oynayacağını düşündüğünü de sözlerine ekledi.
Türkiye’nin ev sahibi olmasının fiziksel ve psikolojik anlamda gücünü iyi yönde etkileyeceğini ve kendi taraftarı ile başarılı olacağını düşündüğünü belirten Magnano İspanya’nın şampiyonaya iyi başlayamadığın ve bunun sürpriz olduğunu da ifade etti.
Magnano; “Bana göre İspanya çok iyi ve yetenekli oyunculara sahip. Bazı zamanlar takım olarak kimyaları tutmayabilir ama İspanya her zaman kazanabilecek bir takım” dedi.
Takım oyununun her zaman için maç kazanmak açısından önemli olduğunun altını çizen Brezilya’nın antrenörü; “Eğer büyük hedefleriniz varsa takım oyunu oynamalı ve zeki olmalısınız. Yetenekli oyunculara da sahipseniz gerisi kolay olur” dedi.
A.B.D ile oynadıkları maçın artık geride kaldığını ifade eden Magnano bir sonraki rakipleri Slovenya’yı düşündüklerini ve A.B.D maçını unutmaları gerektiğini söyledi.
FIBAİZMİR (2010 FIBA Dünya Şampiyonası) - Kelly Olynyk ve Andrew Albicy ikilisi, şampiyonada başlayan yeni bir dostluk.
Biri 2.10 uzunluğunda, diğeri ise sadece 1.78. Birisi Kanadalı, diğeri Fransız. Birisi İngilizce konuşup biraz da Fransızca, diğer ise Fransızca konuşup biraz da İngilizce biliyor.
İki genç yıldızın ortak özelliği ise geçtiğimiz yılki FIBA 19 Yaş Altı Dünya Şampiyonası’nda takımlarının kaptanlığını yaptıktan sonra bu yıl Türkiye’de düzenlenen 2010 FIBA Dünya Şampiyonası’nda takımlarıyla birlikte yer almaları.
Bu durum yeni bir arkadaşlığı ortaya çıkardı. Albicy hakkında görüşlerini dile getiren Olynyk “Türkiye’ye geldiğinde onunla konuştum. Albicy harika bir insan. İspanya’ya karşı kaydettiği sayılarla gerçekten iyi bir oyun ortaya koydu. Onun adına çok sevindim” diye konuştu.
Albicy de genç arkadaşı için “ Oyuncu olarak onu seviyorum. Çok uzun olmasına rağmen ayakları çabuk bir oyuncu. Gerçekten iyi bir oyuncu” ifadelerini kullandı.
İki oyuncu da takımları için bu yaz dünya şampiyonasında mücadele ediyorlar. Olynyk “Bunu beklemiyordum” derken Albicy de “ Uzun yıllar şampiyonalarda forma giyebiliriz” diye konuştu.
İki oyuncunun
www.fiba.com için Paulo Kennedy ile yaptıkları röportajı FIBA TV’den izleyebilirsiniz.
FIBAYaşadığı kanser hastalığı sebebiyle tedavi gören Andreas Mioulis, FIBA Dünya Şampiyonası C Grubu'nda Yunanistan ile Türkiye arasında oynanan karşılaşma sırasında Atina'da hayata gözlerini yumdu.
2002 yılından bu yana Yunanistan Federasyon Başkanlığı'nı sürdüren Mioulis 72 yaşında hayatını kaybetti.
Andreas Mioulis, bugün Yunanistan ile Fildişi Sahili arasında oynanacak müsabakadan önce bir dakikalık saygı duruşuyla anılacak.
FIBAİSTANBUL (2010 FIBA Dünya Şampiyonası) Tunus’un antrenörü Adel Tlatli takımının Hırvatistan’a 20 sayı farkla mağlup olmasının çok büyük bir sorun olmadığını söyledi.
Hırvatistan, FIBA’nın Dünya sıralamasında 15. sırada ve 1994 yılında Toronto’da yapılan Dünya Şampiyonası’nda bronz madalyayı aldı.
Tlatli, Tunus’un geçen sene yapılan Afrika Şampiyonası’nda üçüncü olmasının sürpriz olduğunu belirtti. Takımı ile mutlu olduğunun altını çizen Adel Tlatli; “Hırvatistan’a 20 sayı farkla mağlup olduk ama bu bizim için iyi bir sonuç. Şampiyonadan önce başarılı olacağımızı hiç düşünmemiştim” dedi.
Takımının oyunundan memnun olduğunu belirten Tunus Antrenörü; “Kendileri için bu şampiyonanın iyi geçtiğini ve takım oyunlarının geliştiğini, takım halinde hareket ettiklerini ve Tunus’un gelecekte daha iyi olacağını” söyledi.
Tunus’un İran karşısında 71-58 yenilmesini de değerlendiren antrenör, maçı Tunus’un da kazanabileceğini ama kaybettiklerini ve bu yenilgi dolayısıyla da hayal kırıklığına uğradığını ifade etti.
Adel Tlatli, en iyi oyuncuları olan Amine Rzig’in psikolojik baskı altında olduğunu ve gerçek yeteneğini gösteremediğini belirtirken; “Ama mutluyum, çünkü takımımın oyununun günden güne geliştiğini görüyorum” dedi.
Sözleşmesi 31 Aralık’ta bitecek olan Tlatli, Tunus Federasyonu ile konuşmak için beklediğini de belirtti.
FIBAANKARA ( FIBA Dünya Şampiyonası)- C Grubunu birinci için favori gösterilen iki takımın mücadelesinde Türkiye 65–76 ile galip gelen taraf oldu. Türkiye 26 senedir yenemediği rakibini seyircinin büyük desteği ile yenmeyi başardı.
Karşılaşmaya her iki takımda pota altından bulduğu sayılarla başlarken, Türkiye'nin arzulu savunması ilk 5 dakika sonunda 9-13'lük üstünlüğü getirdi. Ersan İlyasova'nın skorer oyununa çözüm bulamayan Yunanistan, hücumda da Türkiye'nin sert pota altı savunmasına takıldı ve Yunanistan koçu Kazlauskas molayı aldı. Mola dönüşünde topu pota altına indirerek skor bulmaya çalışan Yunanistan'a Ersan ile cevap veren Türkiye ilk periyodu 15–22 önde geçti.
İkinci periyoda Yunanistan savunmasını sertleştirerek başladı ve pota altından Sofoklis Scortsianidis'i kullanarak sayılar buldu. İkinci periyotta da Yunanistan savunması Ersan İlyasova'ya çözüm bulamazken, Ioannis Bourisis'in 3 sayılık basketleriyle Türkiye'nin farkı açmasına izin vermedi. Bu dakikadan sonra Yunanistanlı oyucuların penetrelerinde Kerem Gönlüm, Ersan İlyasova, Ömer Aşık yaptıkları bloklarla, pota altını kararttılar. Devrenin son 2 dakikası karşılıklı basketlere sahne olurken Türkiye soyunma odasına 39–41 üstün gitti.
Üçüncü periyoda her iki takımda pota altından sayılarla başlarken, Ömer Onan ve Semih Erden'in skora katkısıyla Türkiye 26. dakikada 41–50 ile farkı 9'a çıkardı. Bu dakikadan sonra her iki takımda savunmasını sertleştirdi. Yunanistan aldığı hücum ribauntlarından skor bulurken, Türkiye hücumda topu iyi paylaştı ve Semih Erden'den üst üste basketler buldu. Final periyoduna 51-65'lik skorla Türkiye önde girdi.
Final periyoduna seyircinin desteği ile iyi başlayan taraf Türkiye oldu. Maç boyu Türkiye'nin skor yükünü çeken Ersan İlyasova ile skor bulmaya devam ederken, Ömer Aşık'ın da skora katkısıyla Türkiye 33. dakikaya 54-72'lik üstünlük ile girdi. Bu dakikadan sonra Yunanistan yakaladığı 9-0'lık seri yakaladı ve 65–73 ile farkı yeniden tek hanelere indirdi. Bu dakikadan sonra rakibine 3 dakika şansı tanımayan Türkiye maçı 65–76 kazandı.
C Grubu'nun en çekişmeli maçında Türkiye 65-76'lık skorla Yunanistan'ı geçerken, Türk oyuncular amaçlarının gruptan birinci çıkmak olduğunu söyledi.
Maçı 6'da 6 üçlük, sıfır top kaybı, 5 ribaund ve 26 sayı ile bitiren Ersan İlyasova, "Bu akşam Ankara Spor Salonu'nun atmosferi gerçekten inanılmazdı. Taraftarlarımıza bizi bir an olsun yalnız bırakmadıkları için teşekkür ediyoruz. Burada daha işimiz bitmedi amacımız gruptan lider olarak, avantajlı bir şekilde çıkmak" dedi.
Çok kritik zamanlarda iki üçlük atan Ömer Onan, "Kendi seyircimiz önünde tüm Türkiye'ye böyle bir sevinç yaşattığımız için çok mutluyum. Yunanistan gibi bir takımı 65 sayıda tutmayı başardık. Bir ara tempomuz düşse de o anda sahneye Ersan çıktı ve takımımız da ona ayak uydurarak galibiyete emin adımlarla gittik" ifadelerini kullandı.
Milli Takımlar Genel Menajeri Barbaros Akkaş ise, "Tansiyon seviyesi çok yüksek bir maçtı. Karşılaşmada farkı bir ara açmış olsak da Yunanistan farkı indirmeyi başardı fakat son dakikalara rahat bir şekilde girdik. Tüm oyuncularımızı alınlarından öpüyorum inanılmaz bir mücadele verdiler fakat burada Ankara'daki taraftarlarımızı da unutmamak gerekir. Galibiyette büyük rol oynadılar diyebilirim. Artık grup birinciliği ve çapraz eşleşmelerde avantajlı bir pozisyon alabilmek için oynayacağız. Umarım istediğimiz her şeyi gerçekleştirebiliriz" dedi.
Türkiye’nin Yunanistan’I 76-65 yendiği maç sonrası Türkiye Milli Takımı’nın Baş Antrenörü Bogdan Tanjevic, centilmence bir mücadele olduğunu belirtti.
Tanjevic, “Öncelikle bu çok güzel bir maçtı. İki takım da iyi basketbol oynadı. İki takımı da centilmence mücadele ettikleri için tebrik etmek istiyorum. Bizim şansımız Ersan’ın olmasıydı. Çok iyi oynadı. Altıda altı üç sayılık attı. Bazı noktalarda rakibimiz kalitesini gösterdi. Bu gece şanslıydık. Bugün bizimle olan tüm taraftarlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Örneğin bencilce oynamayıp arkadaşlarına asist yapan Ömer Aşık. Burada yanımda oturan Ender de tebrik edilmeli. Bu gecenin bir diğer güzel yanı ise iki ülkenin Dışişleri Bakanları’nın burada olmalarıydı. Bazen basketbol yalnızca basketbol değil, ayrıca iki ülke arasında iyi ilişkilere açılan bir kapıdır” şeklinde konuştu.
Ersan İlyasova’ya sahip oldukları için çok şanslı olduklarını dile getiren Ender Arslan, “Çok güzel bir atmosfer vardı. Yunanistan’ı iyi savunma yaparak yenebileceğimizi biliyorduk. Bugün iyi savaştık. Tüm takım arkadaşlarımı tebrik ediyorum ancak bugün Ersan inanılmazdı. Ona sahip olduğumuz için şanslıyız. Tüm taraftarlarımıza teşekkür ediyorum. Rahatlıkla söyleyebilirim ki bu gece basketbol kariyerimin en iyi gecesiydi. Ayrıca bu gece yanlış hareketlerin olmaması da güzeldi. Bu karşılaşma yalnızca bizim için küçük bir avantaj. Daha ileriye gitmek için bu şekilde oynamaya devam etmeliyiz” dedi.
Gruptaki ilk mağlubiyetlerini alan Yunanistan’ın Baş Antrenörü Jonas Kazlauskas, “Öncelikle Türkiye’yi kutluyorum. Eminim ki psikolijisi yüksek bir maçtı. Böyle maçlarda asla durmayacak bir mekanizma ve sisteme sahip olmanız gerekir fakat bugün bizim sistemimiz oyuncuların üzerindeki baskıyla pek de iyi çalışmadı” derken Antonios Fotsis de, “Öncelikle Türkiye’nin çok iyi bir takım olduğunu söylemeliyim. Ev sahibi avantajlarını da kullanarak gerçekten etkili bir oyun sergilediler. Buna ragmen oyunun bazı bölümlerinde skora ortak olmaya çalıştık fakat sonunu getiremedik. Denedik fakat başaramadık” diye konuştu.
ANKARA (2010 FIBA Dünya Şampiyonası) - 2010 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası'nda 3 gün geride kalırken, oynann karşılaşmalar sonunda en sayı yiyen takımın Türkiye olması dikkat çekiyor.
Şampiyonada C Grubu'nda yer alan Türkiye, oynadığı 3 maçı da kazanmayı başarırken, savunmasıyla da ön plana çıktı.
Kendi seyircisi önünde oynadığı Fildişi Sahili, Rusya ve Yunanistan karşısında oldukça başarılı sonuçlara imza atan Türk Milli Takımı, özellikle yarı sahada yaptığı alan savunmasıyla rakiplerinin korkulu rüyası oldu.
Türkiye, Ankara'da devam eden C Grubu maçlarının ilkinde Fildişi Sahili'ne 47, Rusya'ya 56 ve Yunanistan'a 65 sayı atma şansı tanıdı. Üç karşılaşmanın ardından kendi potasında toplam 168 sayı gören Türk Milli Takımı, kendi potasında maç başına sadece 56 sayı görerek önemli bir başarıya imza attı.
Şampiyonanın en az sayı yiyen takımı unvanını elinde bulunduran Türk Milli Takımı, etkileyici performansını oyunun hücum tarafına da yansıttı. Bu önemli organizasyonda mücadele eden 24 takım arasında en iyi üç sayı isabeti oranına sahip olan Türkiye, şu ana kadar oynadığı 3 karşılaşmada 45. 2 isabet oranıyla mücadele etti. Fildişi Sahili, Rusya ve Yunanistan karşısında kullandığı toplam 73 üç sayılık atışın 33'ünü sayıya çeviren Türk Milli Takımı sadece 40 atışında isabet bulamadı.
Son oynadığı Yunanistan maçında 25 üç sayılık denemesi yapan Türkiye, 12 atışında isabet bulurken, karşılaşmayı 26 sayı ile tamamlayan Ersan İlyasova, üç sayı çigizisinden kullandığı 6 atışın hepsini sayıya çevirerek dikkatleri üzerine topladı.
Ersan İlyasova, Türk Milli Takımı'nda üç sayı çizgisinin gerisinden en çok isabet sağlayan isim olarak göze çarpıyor. Yıldız oyuncu forma giydiği üç karşılaşmada kullandığı 12 atışın 10'unu sayıya çevirmeyi başardı.
C Grubu'nda namağlup olarak liderliğini sürdüren Türkiye, grubundaki dördüncü maçında bugün saat 21:00'de Porto Riko ile karşılaşacak.