Merak uyandıran, bilgilendirici bir konuyu ele alıyor. İlgiyle okunacak bir dizinin ilk kitabı olmaya aday.Literary Review

Karanlık bir meseleyi gün ışığına çıkarması bir yana, şaşırtıcı ölçüde eğlenceli bir kitap sürükleyici ve ilginç bir okuma. The Guardian

Zeki, seksi bir avukat-dedektif olan Thóra, azılı bir katilin peşine düşüyor ve bu arayış onu, İzlanda’nın geçmişindeki garip ve şeytani bir döneme götürüyor.

Reykjavík’teki bir üniversitede genç bir Alman öğrencinin cesedi gözleri oyularak çıkartılmış ve vücuduna garip semboller kazınmış bir halde bulunduktan sonra, polis birini tutuklamakta vakit kaybetmez. Ama kurbanın ailesi, doğru adamın tutuklandığına ikna olmamıştır, bu yüzden dul bir avukat ve iki çocuk annesi olan Thóra’dan olayı araştırmasını ister. Teklif ettikleri para inanılmazdır geçim sıkıntısı çeken avukat ve çocuklarının hayatını kolaylaştırmaya yetecek, hatta artacak bir miktar.

Thóra ve yeni iş arkadaşı Matthew Reich’ın, merhum öğrenciyle ilgili olağandışı bir şey keşfetmeleri uzun sürmez: Genç adam, ülkenin işkence, idam ve cadı avları tarihini saplantı haline getirmiştir. Bu konu, şu gerçekle daha da tuhaflaşmaktadır: Diğer ülkelerdeki cadı avlarının aksine, İzlanda’daki cadı avları erkekleri hedef almıştır... kadınları değil.

Thóra ve Matthew derine indikçe, geçmişte kalmış âdetlerle cinayet arasında bağlantılar kurmaya başlar. Ama karanlık geleneklerin gölgesi, hem geçmişin hem de bugünün sırlarını saklamaktadır ve dedektifler kısa süre sonra, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını... ve kimseye güvenilmemesi gerektiğini fark ederler.