Konu: Lafı Gediğine Oturtan Türkler Cuma Eyl. 17, 2010 7:35 am
Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla: - 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der. Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der: - Biz de onlara yaklaşıyoruz.
Bir filozofa sormuşlar: Şansa inanırmısınız? Filozof: Evet, yoksa sevmediğim insanların başarısını neyle açıklardım.
Bir toplantıda bir genç, M. Akif'i küçük düsürmek için: - Afedersiniz, siz veteriner misiniz? demiş. M. Akif hiç istifini bozmadan şu cevabı vermiş: - Evet, biryeriniz mi ağrıyordu?
Alaaddin Başar’a: --Şeytan,niçin meyhaneye gidenlere vesvese vermiyor? diye sorduklarında: --Vermez tabi, demiş. Eğer verse kazayla camiye giderler
Cumhuriyet'in ilânindan sonra Istanbul'da bir resepsiyon verilir. Tüm dünya ülkelerinin elçileri ve ateseleri de davet edilir. Davet güzel bir sekilde devam etmektedir fakat Ingiliz atesesi olan binbasinin bakislari Mustafa Kemal'in gözünden kaçmaz. bütün davet boyunca kendisine dik dik bakmistir ve bakmaya devam etmektedir. ne oldugunu ögrenmek için yaverini gönderir. Yaver Mustafa Kemal'e söyle der: Paşam kendisine neden ters bir tavir takindigini sordum, o da bana Mustafa Kemal'in Çanakkale'de babasini öldürdügünü söyledi. bunun üzerine Mustafa Kemal söyle der: Git sor bakalim babasinin Çanakkale'de ne isi varmis?
Üstad Necip Fazıl hapishaneden yeni çıktığı zamanlardan birinde, saç-sakal birbirine karışmış, gayet pespaye bir kılıkta yolda yürüken, kendisini pek sevmeyen ve sürekli iğneleyeme çalışan bir adam üstad'a "Ne o Necip" demiş, "Ayıya dönmüşsün". Necip Fazıl hiç tereddüt etmeden hemen karşısındaki duvara cephesini vererek "Eee ne olmuş?" demiş "Bak şimdi de duvara döndüm..."
İncili Çavuş, Osmanlı elçisi olarak Fransa Kralına gönderildiğinde, elbiselerinin bazı yerlerinde yama varmış. Kral bunları görünce dayanamayıp: `Bana senden başka gönderecek adam bulamadılar mı?` diye sorunca, İncili Çavuş: `Osmanlılar, adama göre adam gönderirler, Beni de sana göndermelerinin hikmeti bu olsa gerek.` cevabını vermiş.
Abbasi Halifesi Me'mun İmam-ı Azam'ı Kufe'ye kadı yapmak istiyordu. İmamı çağırdı ve bu niyetini açıkladı. İmam-ı Azam yönetimin yanlışlıklarına alet olmamak için bu teklifi kabul etmedi. - Ben kadılık yapamam, dedi. Halife de herkes de kabul ederdi ki ondan iyi kadılık yapacak bulunamazdı. Bu nedenle Halife sert çıktı: - Yalan söylüyorsun, sen kadılık yaparsın! İmam-ı Azam akan suları durduracak şu cevabı verdi: - Eğer ben yalan söylüyorsam, yalan söylediğim için kadılık yapamam, çünkü yalancıdan kadı olmaz. Eğer "yapamam" dediğim zaman doğru söylüyorsam, sözümün gereği olarak kadılık yapamam. O halde her iki halde de kadılık yapamam
peetakatniss
Konu: Geri: Lafı Gediğine Oturtan Türkler Cuma Eyl. 17, 2010 11:13 am