Konu: Babasının İzinden Gidiyor Salı Ağus. 31, 2010 9:30 pm
Modacı Zeynep Tunuslu’nun oğlu Kanat Heparı, trafik kazasında kaybettiğimiz babası, Uzay Heparı için “Tanımasam bile müziğini dinlediğimde bir parçam olduğunu hissediyorum” diyor
Zeynep Tunuslu ve Uzay Kanat Heparı. Anne - oğul. Bildiğiniz gibiler. Yani, acısıyla tatlısıyla hayatı dolu dolu yaşıyorlar. Evlerinin içinde sürekli bir hareket var. Tunuslu’nun yeni tasarımları poşetlerde, ilham kaynağı sanat tarihi kitapları ise bir köşede duruyor. Kanat’ın piyanosunun üzerini kazandığı plaketleri süslüyor. Duvarlar minyatür sanatçısı anneanne Hidayet Kantemir’in eserleriyle dolu. Ve eski fotoğraflarla... Kanat, 15 yaşında, henüz çok genç. O yüzden çok net. ‘Çılgın’ olarak adlandırılan Zeynep Tunuslu ise büyük bir enerji ve sabırla hem işine hem de oğluna yetişmeye çabalıyor.
Neler yapıyorsun Uzay? Uzay Kanat Heparı: Enka Lisesi ikinci sınıftayım. Darüşşafaka’da basketbol oynuyorum. Bir de müzikle uğraşıyorum. Basgitar çalıyordum, bıraktım; şimdilerde bağlama çalıyorum. İnsanı rahatlatıyor. Çalıp efkarlandığım bile oluyor.
Müziğe kaç yaşında başladın? Uzay Kanat Heparı: Zaten hayatımda hep müzik vardı. Dedem de bana piyano çalardı. Müzikle büyüdüm. Kaç yaşında piyano çalmaya başladın derseniz, ya yedi ya sekizdir.
Baban için bestesini yaptığın bir parça var değil mi? Uzay Kanat Heparı: Evet, ‘İstersen Uzanabilirsin Gerçekten’ parçası. Yaptığım başka beste çalışmalarım var, belki ileride piyasaya sürülebilir. Zeynep Tunuslu: Kanat’ın çalışmaları ortalamanın üzerinde. ‘Uzay Heparı Sonsuza’ isimli albümü çıkaran müzik şirketimiz ileride Kanat’la da bir çalışma yapmak istiyor. Ama sırada önce 3 - 4 parçalık bir remix çalışması var. Yine Uzay Heparı’nın eserlerinden oluşacak. Kanat da isterse bu çalışmanın içinde yer alacak.
“Babasının izinden gidiyor” diyebilir miyiz? Zeynep Tunuslu: Bence daha farklı yapmak istedikleri, bulundukları nokta. Öyle değil mi Kanat? Doğuştan gelen bir müzik yeteneği var, tabii onu da kullanıyor ama... Uzay Kanat Heparı: Tabii ki babamdan etkileniyorum, etkilendim de... Ama bilmiyorum, ileride müziği profesyonel olarak düşünür müyüm, meslek edinir miyim? Göreceğiz.
Uzay Heparı ismi senin için ne ifade ediyor? Uzay Kanat Heparı: Bir kere hayatı ve nasıl bir insan olduğu hakkında bir açıklama yapamayacağım, çünkü görmedim kendisini. Ama müziklerini dinledim. Bilmiyorum artık genetik midir nedir, sanki ben de yapsam bunu yapardım dediğim biçimde müzikler yapmış. Tanımasam bile, müziğini dinlediğimde, bir parçam olduğunu hissediyorum.
Hangi parçaları daha fazla hoşuna gidiyor? Bütün parçaları güzel. Mesela, ‘Serserim Benim’. Zeynep Tunuslu: Çok yakışıklı benim oğlum... Dizilerden, reklam filmlerinden oyunculuk teklifleri geliyor. Ben, “Hayır” diyorum. Uzay Kanat Heparı: “Hayır, okul var” diyor.
Annen senin önünü kesiyor yani... Uzay Kanat Heparı: Teklif olursa değerlendiririm tabii... Zeynep Tunuslu: Sahne duruşu, özgüveni, sabrı mükemmeldir Kanat’ın. Bende o sabır yoktur.
Babasına mı benziyor? Zeynep Tunuslu: Uzay öyle değildi sahnede, rahat değildi, Kanat çok rahat, oyunculuk tarafı iyi. Eğitim alırsa, üzerine giderse iyi olur. Uzay daha heyecanlıydı, aklına eseni yapardı. Kanat çok tartar, uzunca düşünür, öyle uygular.
Kimleri dinliyorsun? Uzay Kanat Heparı: Mustafa Ceceli’yi, Cem Karaca’yı beğeniyorum. Sezen Aksu’yu da elbette... Yabancı olarak; caz, hip-hop tarzı müzikler dinliyorum. İleride pop ya da caz alanlarında müzik yapmak isterim ben de...
Babam hayatta olsaydı, mutlaka şunu yapardım beraber diyor musun? Uzay Kanat Heparı: Özellikle şu dediğim bir şey yok, insan babasıyla ne yaparsa onu yapardım. Belki beraber müzik yapmayı çok isterdim. Çünkü müzik zevkimiz aynı bence...
Uzay Heparı adına düzenlenen son çalışma yeterince ilgi gördü mü? Uzay Kanat Heparı: Ben daha fazla ilgi beklerdim. Görmesi gerektiği kadar ilgi görmedi. Bu benim düşüncem tabii. Zeynep Tunuslu: Bir klasik oldu sonuçta; kolay da değil, 15 yıl önceki çalışmaları bir araya getirmek. Günümüzde popüler albümler çok çabuk tüketilirken, bu albüm zaman içinde klasik olacak.
“Başka çocuk istemedim” Kanat’ı kucağınıza aldığınızda çok genç ve yalnızdınız. Zor geçmiş olmalı o yıllar. Zeynep Tunuslu: Uzay’ı kaybettiğimde üç aylık hamileydim. Çoğu insan doğurmayacağımı düşündü. Ama ben çok istedim. Başka da çocuğum olsun istemezdim, olmadı da zaten. Bu olayın medyada çok fazla yer alması bizi yordu. Onu alıp parka gittiğimde, Kanat’a dokunurlar, sevmek isterlerdi, sevgilerini paylaşmak istiyorlardı; medyatik bebek olması zordu.